Yeteri kadar bilinmemesine ve hakkettiği ilgiyi görmemesine rağmen Türkiye'deki milliyetçi geleneğinin serüveninde Anadolucu söylem önemli bir yer işgal etmektedir. II. Meşrutiyet döneminin iki ideolojik unsuru olan İslamcılık ile milliyetçiliği birleştirmesi başka bir ifadeyle maddeci milliyetçilik anlayışı yerine ruhçu milliyetçiliği koyarak milletçiliği İslam'la barıştırması milliyetçi düşüncenin tabana özellikle de kırsala kadar yayılarak kitleselleşmesini sağlamıştır. Bu durumun en önemli sonuçlarında biri ise; eğitim almak için Anadolu'dan büyük kentlere gelen kırsal kökenli muhafazakâr öğrencilerin kendi kimlikleri Anadolucu milliyetçilikte bulması ve buradan aldıkları ideolojik formasyonu entelektüel alana siyasete ve bürokrasiye taşımalarıdır. Türkiye'nin yakın siyasi tarihini hakkıyla anlamak için Anadolucu milliyetçiliğinin serüveni önemli ip uçları vermektedir. Anadolucu milliyetçiliğin ideolojik ve zihinsel çerçevesini Remzi Oğuz Arık'ın çizdiği söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Bu açıdan Millet dergisi Remzi Oğuz Arık'ın fikri çizgisini yaymaya çalıştığı bir mecra olmuştur. Aynı zamanda Millet dergisi 1940'lar Türkiye'sinde özellikle milliyetçi yayın organları arasında ideolojik tutarlığı ve entelektüel derinliğiyle dikkat çekmektedir. Bunun yanında ileriki süreçlerde Türk düşün dünyasında siyasetinde ve bürokrasisinde önemli noktalara gelecek birçok isme sayfalarıyla ev sahipliği yapmıştır. Zengin içeriği ve Türk siyasetindeki potansiyel etkisiyle Millet dergisi böyle bir çalışmanın konusu olmayı hak etmektedir.