31 Mart Vakası'yla 15 Temmuz darbe girişimi arasında o kadar çok benzerlikler var ki... Yüzbaşı Ali Kabuli'nin öldürülmesiyle Astsubay Halis Demir'in akıbeti adeta birbirinin kopyası. Kurdukları sivil imamlar eliyle ordunun içine sızanlar Meclis'i ve Cumhuriyet'i hedef alırken 31 Mart Vakası'nı tertip edenler Meşrutiyet'i ve Meclis-i Mebusanı hedef almışlardır. Vakanın tertipçilerinden Avanullah ve Fetullah adlarıyla Fetullah Gülen adı bir tesadüften mi ibarettir... Fakat bu imamların birbirleriyle şifreleşirken "Ahrarcı mısın?" sorusunu sormaları da aynı damardan geldiklerinin kanıtı gibidir.
31 Mart Vakası'nın tertipçileri arasında "Ahrar Fırkası"na mensup şahısların olduğunu Tanin her fırsatta tekrar eder. Fakat Mevlanzade gibi şahısların darbe teşebbüsünden sonra yurt dışına kaçıp orada palazlanarak çıkartılan bir afla yurda döner ve tekrar nüfuz kazanırlar... Yargının ve hükümetlerin içine sızmış bu damar yeniden hayat bulduğunda Tanin'in soluğunu kesmeye çalışır...
Arnavutluk İsyan'ında hata üstüne hata yapan Kamil Paşa Osmanlı'yı Balkan Harbine sokar. Basına getirilen sansürlerle Osmanlı'nın zaferden zafere koştuğunu ifade eder... Tanin devletin büyük bir felaket içine sürüklendiğini haykırır. Onun bu haykırışı zindan duvarları ve sansürlerle karşılık bulur. İşte bu vakit Tanin gerçek hüviyetindedir. Yani bir çınlamadır bir haykırıştır.
Kısacası Tanin Meşrutiyet'in öyküsüdür...