Satış sözleşmesinden doğan satılanın devri borcu gereği gibi yerine getirilmediğinde ve satılan ayıplı bir şekilde devredildiğinde alıcı birtakım haklara sahip olmaktadır. Ancak bu hakların devamının sağlanabilmesi ve kullanılabilmesi alıcının üzerine düşen bildirim külfetini yerine getirmesine bağlıdır. Bu çalışma kapsamında öncelikle bildirim külfeti kavramsal olarak incelenmiş kanun koyucu tarafından böyle bir külfet öngörülmesindeki amaç ve bildirim külfetinin hukuki niteliği mevzuları irdelenmiştir. Akabinde bildirim külfetinin gereği gibi yerine getirildiğini kabul için kanunen aranan gereklilikler üzerinde durulmuştur. Son olarak da bildirim külfetinin ihlalinin sonuçları ile bu külfet için doğrudan kanun tarafından öngörülmüş veya taraflarca sözleşme ile kararlaştırılmış istisnai durumlar ele alınmıştır.