İslam kültürel bir niteleme tarihsel bir malumat toplumsal bir tema geleneksel bir miras kalıtsal bir aidiyet değildir... Âlemlerin Rabbine teslimiyetin adıdır...
Bu teslimiyetin bir diğer adı da koşulsuz kuşkusuz katıksız bir imandır... İman ise aynı zamanda bir ideal bir iddia bir irade demektir...
İmanın öngördüğü yaşam için bilinç ve istikamet gerekir...
Kişiliklerimiz kimliklerimiz kurumlarımız kadrolarımız kitlelerimiz "bilinç ve istikamet" terkibinin neresinde duruyor?
Bilinç ve istikamet varlık âleminde sadece insana has bir durumdur... İnsanın bilinci ve istikameti bozulursa dünyanın da ne dengesi kalır ne de düzeni!
Bilincimiz üzerindeki blokajları yolumuza döşenen bariyerleri görmek mecburiyetindeyiz... Modern zamanlarda bilincimize musallat olan farklı marazları savmak ve sağlıklı bir yürüyüşü en zor şartlarda sürdürmek zorundayız...
Bilincimize bütünlüğümüze yönelik sistematik operasyonları etkisizleştirebilmek için inanç bilinç direnç dünyamızı sahihleştirmek ve zenginleştirmek kaçınılmazdır...
Bir bilinç yüklemesi istikamet tashihinde artık gecikemeyiz...