Talih ve talihsizlik hayatlarımızın parçası. Bilirsiniz başımıza iyi ya da kötü şeyler geldiğinde tekrarladığımız pek çok söz vardır; "Şans" "Kader" "Kısmet" "Baht" deriz "Hayırlısı!" deyip hayatımıza devam ederiz. Ancak o kötü şeyler başkasının başına geldiğinde dillendirmeyi pek tercih etmediğimiz bir his daha vardır hatta Almanların tam da bunu anlatan bir sözcüğü bile var: Schadenfreude. Yani başkasının talihsizliğine sevinmek. Hani "Şükürler olsun benim başıma gelmedi!" derkenki o rahatlama hissinin ardına sığınmış gizli sırıtış kötücül zevk var ya işte o.
Elinizde tuttuğunuz kitap da okurken bol bol kendi hâlinize şükredeceğiniz "talihsiz diğerleri"nin hikâyelerini anlatıyor. Aramıza saklanmış uyumsuzların alın yazılarıyla yüzleştiği bazısını çok iyi tanıdığımız diğerleriyse bize yabancı bir yandan maceralı diğer yandan gündelik hem şaşırtıcı hem hüzünlü bazen düpedüz çılgınca anların öyküleri.