"Kendime söz geçiremez oldum yaptıklarımın hepsinin birer çılgınlık olduğunu biliyordum; fakat önüne geçemiyordum. Kendimi anlayamıyordum. Yalnız tek bir düşüncem vardı: Amacıma ulaşmak!"
Amok Koşucusu'nun güçlü bir psikolojik arka plânı vardır. Bir doktorun meslekî ve özel hayatını bir tutkuya ve bir kadının sırrını saklamaya feda edişini anlatır. Saplantılı bir ruhun acılarını; düşmanına kör bir öfkeyle saldıran ve tehlikeleri göz ardı ederek bir tür zehirlenme olarak tanımladığı bir hastalığa benzetir.