Deniz yolu ile yapılan ticaretin büyük bir kısmını petrol doğal gaz ve kimyasal madde ticareti oluşturmaktadır. Ortamın bu önemli ve çekici özelliği denizde işlenen suçların artmasına da yol açmaktadır. Dünya ticaretinin sürekliliği için denizlerin ve deniz ticaret yollarının güvenliğinin sağlanması bu açıdan çok büyük önem arz etmektedir. Büyük limanlara istinaden yapılan deniz taşımacılığında intikal rotalarını oldukça kısaltan boğaz ve kanallar deniz ulaştırma yollarının en kritik ve stratejik kısımlarını oluşturduğundan bu kesimler ve yaklaşma suları deniz haydutluğunun yoğunlaştığı ve güvenlik önlemlerinin kesinlikle artırılması gereken yerler olmaktadır. Şiddet ve güç içeren deniz haydutluğu faaliyetleri özellikle bu bölgelerde denize kıyısı olan istikrarsız zayıf ve yoksul devletlerin kıyılarına istinaden çoğunlukla sürdürülmekte ve deniz güvenliğini tehdit etmektedir.
Devletlerin açık denizlerde ortak yetki kullandığı tek eylem deniz haydutluğu değildir. Deniz haydutluğu ile mücadele hukuki düzenlemelerle geleneksel ve evrensel bir yükümlülük haline gelmiştir. Bu eser ile uluslararası toplumun deniz haydutluğu mücadelesindeki başarısı uluslararası hukuk kurallarında eksikliği varsayılan deniz haydutluğu kavramının tarihsel bir perspektif içinde incelenmesi dünyada ve özellikle Somali-Malakka bölgesinde yaşanan olaylara yer verilerek dünya siyasetine uluslararası topluma uluslararası ilişkilere uluslararası güvenliğe ve Türkiye'ye etkisinin belirlenmesi uluslararası hukuktaki konumunun irdelenmesi mevcut uluslararası hukuk kurallarının ve yapılan mücadelenin yeterliliğinin istatistik veriler de kullanılarak analiz edilmesi hukuk çerçevesinde yapılması gerekenlerin belirlenmesi ve uygun çözüm yolları üzerinde durularak bir sonuca varılması amaçlanmaktadır.
Korsanlık ve deniz haydutluğu arasındaki farkı açık bir şekilde ortaya koymak silahlı soygun ve terörden ayrılan yönlerini belirlemek üzere uluslararası hukuk açısından deniz haydutluğunun ve konuya ilişkin diğer terim ve kavramların ne anlama geldiği bu kitapta açıklanmaktadır.
Yapılan bu çalışma ve analizlerle deniz haydutluğunun uluslararası topluma ve uluslararası hukuka etkileri ortaya konulmakta müteakiben uluslararası toplumun uluslararası hukuk çerçevesinde 1993-2016 sürecinde verdiği mücadelesinin uluslararası ilişkiler disiplinleri ışığında ve dış politika analizi açısından deniz haydutluğu faaliyetlerine nasıl ve ne derece cevap verip vermediği belirlenmeye çalışılmakta tespit edilen eksikler ve ihtiyaçlar için çözüm önerileri sunulmaktadır.