"Size bir şey sorabilir miyim?" diye muhabbeti yeniden açtı.
"Buyurun" dedim.
"Ben hangi fırına gitsem para istemeden ekmek veriyorlar bana. Fakat dikkat ediyorum benden başka herkesten para alıyorlar. Soru şu: İnsanlar fırıncıya verecek bu kadar parayı nereden buluyorlar?"
Ne dedimse anlatamadım.
"Bu bir mucize ama dedi. Ekmek ve para arasındaki görünmez denge; tam bir mucize... Buna inanmayan taş olur.
Bunca insan bunca fırın bunca ekmek ve yeterince para.
Mucize işte!"
Bir durak sonra inecektim. Adamı evime davet etmek istedim fakat vizeler başlamıştı. Yarın da iki sınavım vardı.
Ders çalışmalıydım.
"Sizi tekrar görmek istesem; nasıl görebilirim?" diye sordum.
Gözlerini uzaklara çevirerek
"Dağlara bak!" dedi. Baktığı yere baktım. Devam etti
"Eğer bir gün horozlar dağlara yumurtlamaya başlarsa beni ancak o zaman görebilirsin."
Adamı bir daha görmedim.