"Binlerce insan arasında yalnız olmanın ne demek olduğunu asla bilemeyeceksin."
Kaleme aldığı şaheserlerin dışında İkinci Dünya Savaşı sırasında eşiyle birlikte yaşamına son vermesiyle de bilinen Stefan Zweig her eserinde insan psikolojisini ustalıkla yansıtıyor. Savaşlardan etkilenen bu uğurda hayatına son veren bir yazar olarak Lyon'da Düğün'de savaşın gölgesi altındaki iki âşığın yaşadığı umutsuzluğu ve yitip gitmeyen umudu anlatıyor. Bu hikâyenin yanı sıra Leporella Unutulmuş Rüyalar ve Karda isimli hikâyelerinde de eski bir aşkın hüzünlü karşılaşmasını ve yüzleşmesini canını kurtarmak için bir grup caniden kaçan Yahudilerin başına gelenleri yıllarca gerçek anlamda "yaşamamış" bir kadının deyim yerindeyse nefes almaya başlaması ve akabinde gözünü kırpmadan gerçekleştirdiği karanlık eylemleri anlatıyor.
Bu hikâyelerle insanın ve insanlığın birçok farklı halini gözler önüne seren Zweig usta betimlemeleri ile karakterlerin duygularını ta içimizde yaşamamızı sağlıyor.