annem görmediği ülkesi için
saçlarını yakmıştır annem
iki ülke arasında kalan kıştır
ağladıkça siyah beyaz
tuşlarında mızıkanın
annem ağıdın unutkan dili
hâlâ oğlunu çağırır
tanrının vakitsiz diliyle
ben ölürsem aklımda ne kalır
senin benden önce öldüğün
o an kalır gümüş
saçlarım da kalbim erken
gidişinin salkımı olur söğüdü olur
halkım için büyüdüğüm toprak
içimden içinize
ağıdım olur