Din adamları Ermeniler diye anıla gelen değişik toplulukları grupları Gregoryen tarikat/mezhebi/cemaati öğretisi dairesinde içinde tutabilmeyi kendilerine vazife addetmişler. Gregoryen din adamları Bizans Pers rekabeti alanında varlıklarını sürdürebilmek için kilise öğretisinin dışına çıkıp hayatın bütün safhalarıyla ilgilenmeyi adeta cemaate kol kanat germe ihtiyacı hissetmişlerdir. Ermeni din adamları bu uğraşılarını tarih yazıcılığı alanına da kaydırmışlardır. Süryani ve Bizans dinî edebî ve tarihî metin örneklerini ilk önceleri istinsah ve Ermeniceye tercüme yoluyla oluşturulmaya çalışılan Ermeni kroniklerinde zamanla bir özgünlük meydana gelmiştir. Bu şekilde ilk örneklerinin ortaya çıktığı Ermeni kronikçilik geleneği bölgedeki kilise ve manastırlar etrafında cereyan eden olaylar ve bu olaylara etki eden gelişmelerin aydınlatılması için önemli kaynakların başında gelmektedir. Ermeni kaynakları olarak ifade edilen ve bir kısmının da bu çalışmada yayınlandığı kroniklerin birçoğu Ermeni din adamları tarafından kaleme alınan eserlerdir. Bu kronikler Türk ve Moğol tarihi ile Kafkas dağlarının güneyi Hazar denizi batısı ile Anadolu coğrafyasında cereyan eden olaylar açısından oldukça önemlidir. Ermeni kronik yazıcılığının zirveye çıktığı dönem Türklerin ve daha sonra Moğolların bölgeye gelmesiyle başlar. Bu beklenmedik hareketlilik Ermeni din adamlarını da harekete geçirmiş etraflarında cereyan eden olayları yazmaya sevk etmiştir.