Yüz metre kadar ileride lacivert renkli erimiş mum ile kaplı görünen hologram duvarların önüne kadar geldi. Kendinden olan ışıkların yer yer açık mavi göründüğü yarı saydam duvarın önüne.
Bu duvar sınırdı. İnsanlar ilk hologramı yanlışlıkla geçebilseler bile duvarın canlıymış gibi bir his veren kımıldayan ürkütücülüğünü aşamıyorlardı. Daha önce dokunmaya cesaret edebilen bir insanın olmadığı bilinirdi. Ama ilginç ki sesler duvarın hemen ardından geliyordu. Bakışlarını bu sanal perdenin üzerinde dolaştırdı. Ardında biçimsiz gölgelerin yavaş hareketleri nerdeyse farkedilmeyecek kadar belli belirsizdi. Başını yana doğru çevirip gözlerini kapattı. Farklı bir titreşim algılıyordu. Mabedi gizleyen bu engelin titreşimleri ve sızan o tuhaf kokuyu önlemesi mümkün değildi elbette.