Kamu iktisadi teşebbüsleri Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren sanayileşmede ve temel altyapı hizmetlerinin sunumunda öncü bir rol üstlenmiştir. Kamu sahipliğinden kaynaklanan bazı sorunları aşabilmek için zaman içinde çeşitli reform gündeme gelmiş olmasına rağmen bu girişimlerden istenen sonuçlar elde edilememiştir. Bu noktada özelleştirme uygulamaları kamu iktisadi teşebbüslerinin çeşitli yapısal sorunlarına çözüm bulunmasında ve piyasa ekonomisine geçişte bir araç olarak görülmüştür.
Literatürde özelleştirme ile ilgili çalışmalar daha çok özelleştirme yöntemlerine ve sonrasında yaşanan performans değişimlerine odaklanmıştır. Bu çalışma ise özelleştirme öncesi döneme yoğunlaşarak hangi özellikleri taşıyan kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirme programına dahil edildiklerini özelleştirme programı kapsamına alınan kamu teşebbüslerinde özelleştirme öncesinde ne tür yeniden yapılandırma politikalarının takip edildiğini ve özelleştirme öncesi dönemde kamu teşebbüslerinin karlılıklarında ne tür değişimler yaşandığını incelemektedir. Bu çalışma konusu ve kapsamı itibariyle Türkiye'deki ilk çalışma olup KİT'lerin özelleştirileceklerinin ilan edilmesinden sonraki dönemde performanslarında yaşanan değişimleri ampirik olarak inceleyen bilindiği kadarıyla dünyadaki ilk çalışmalardan biridir.
Çalışmanın ampirik sonuçları iktidarların özelleştirilmeleri daha kolay olan KİT'leri özelleştirme programı kapsamına almayı tercih ettiklerini göstermektedir. Çalışmanın diğer bir sonucu özelleştirme programı kapsamına alınan KİT'lerde çalışan sayısında ve varlıklarda azaltmaya gitme ve finansal kaldıraç oranlarını düşürme gibi çeşitli yeniden yapılandırma faaliyetleri yürütülmüş olduğudur. Karlılık analizleri ise kapsama alınmayı izleyen ilk yılda KİT'lerin karlılıklarında düşüş yaşandığını bir sonraki yıl ise karlılık rakamlarında iyileşme görüldüğünü göstermektedir.