Hangisi daha cesur olan? Savaşan mı yoksa savaşmayı reddeden mi?
Milyonlarca okura ulaşan Çizgili Pijamalı Çocuk kitabının yazarı John Boyne'nun kaleme aldığı Asker Doğmayanlar savaşın dayattıklarına direnen bir avuç vicdani retçinin aşkla ölümle ve cesaretle sınanan onurlu hayat mücadelesini sayfalarına taşıyor.
Daha fazla can almak ile korkaklık ekseninde sıkışan ''erkeklik'' olgusunu cephelerde yaşanan kimi yakınlaşmaların yarattığı utanç inkâr ve suçluluk duyguları üzerinden irdeleyen bu çokkatmanlı roman savaşın sınırları zorlayan şartları altında insan olmanın anlamını sorguluyor.
Savaşa ''karşı'' savaşanların hayalleri ve tutkularından beslenerek lirik bir anlatım tutturan yazar insanlığın kırılgan gerçekliğini toplumlardaki kaosu dizginlemeye yarayan ahlaki ve vicdani yaptırımların önlenemez sonuçlarıyla paralel bir şekilde anlatmaya çalışıyor.
Çocuk yaşta evinden kovulan Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa'nın kuzeyinde Almanlara karşı savaşan Tristan Sadler'ın elinde Mirian Bancroft'a ulaştırmak istediği mektuplar vardır. Ancak silah arkadaşı dostu ve karşılıksız aşkı Will'in ablası Mirian ile buluşmasının altında yatan tek sebep bu değildir. Er Bancroft'un ölümünün ardındaki sır Tristan'ın içini kemirmektedir belki de bu buluşma bir tür itiraf niteliği taşıyacak böylece bir anlamda af dileyebilecektir.
Dünya tarihinin dönüm noktası bir savaş birbirlerini ''amaçsızca'' öldüren insanlar ''savaşçı erkek'' kavramına uymadıkları için korkaklıkla ve hainlikle suçlanan mahkûmlar... Öte yandan benliğine direnerek arzularına hükmetmeye çalışan özgür ruhlar cephelerde filizlenen duygusal yakınlaşmalar inkâr ve utanç duygularıyla örülü intikam hissi...
Savaş edebiyatına kattığı onlarca eserle türün en yetkin yazarlarından birine dönüşen John Boyne daha önce anlatılmaya hiç cesaret edilmemiş alışılmışın dışında bir savaş hikâyesi anlatıyor.
''Korkaklar yüreksiz olur. Ben yüreksiz değilim ilkeli bir insanım. Arada fark var.''