Konakta şenlik vardı. Miran Ağa ile Gelin Ağa Ayça'nın ikiz oğlan bebeleri olmuştu.
Hem sevinci hem de hüznü yaşıyorlardı. Çocukları olduğu için sevinçliydiler.
Fakat amcaoğlu Murat Ağa'nın töreye karşı gelen davranışlarından dolayı karısı Kader ile beraber kızları Zelal dünyaya geldikten sonra infaz edilmelerine üzülmüşlerdi.
Aslında yaptıklarından dolayı cezayı hak etmişlerdi ama böylesini değil.
Burası Mardin'di. Sertti. İnsanları da töreleri de sert ve katıydı.
Kurallar asla ihlal edilmez töreye karşı gelinmezdi.
Hozat aşiretinin tümünün yanında başta Seymenler aşiretinin Ağası Şehmuz Ağa olmak üzere Mardin ve Diyarbakır'ın tüm aşiret ağaları şenliğe katılmıştı. Eğlence had safhadaydı yemekler süperdi.
Aşiretin en yaşlı Ağası Haydar Ağa ayağa kalktı:
"Ağalar önce Miran Ağa'yı kutlarım. Lakin içim buruk..."
Roman işte bu cümlelerle başlıyor. Hikâyede Mardin'de; İstanbullu Gelin Ağa Ayça ile Mardin'in en büyük aşireti olan Hozat'ın Ağası Miran Hozat'ın ikiz çocukları Boran ve Baran ağaların töre gereği beşik kertmesi evliliklerini ve bu evlilik sonrasında gelişen olayları bulacaksınız.