"Sanki sessizce kabullenmişti tüm olanları ve olacakları. Ahırdaki Zeliha ablamla değiştirilen ineklerin sesi çıktı sadece gecenin sabaha karışan koyu sessizliğinde. Huzursuzca tepinip böğürdüler birkaç kez. Öyle ki hayvanat dile gelecekti insanlığın düştüğü sefil ve rezil durum karşısında neredeyse..."
Ziyan edilen yaşamlar...
"Bunu ikisi de biliyordu lâkin dönüp bakamıyorlardı birbirlerine. Gece şahitti tüm olanlara ve anlatılanlara ve şahitti ellerini uzatsalar parmaklarının ucuna değecek kadar üzerlerine inmiş altın bir tepsi hâlindeki dolunay...
Acıların ve paylaşılan sırların birleştirdiği kırık gönüller...
Memleketimin rüzgârı anamın kardeşlerimin kokusunu getirir belki diye yıllarca gökyüzü kokladım ben..."
Memleket ve ana hasretiyle tüketilmiş bir gençlik...
GÖKYÜZÜ KOKLADIM BEN sizi diyardan diyara olaydan olaya sürükleyecek sürüklerken de pek çok şeyi düşündürüp sorgulatacak bir eser...