Ninnilerle büyütüldük ağıtlarla gömüldük.
Ağıt toplumuyuz. Ağıtlarla büyüdük Hep acılar hep
açlıklar zorluklar. Asker beklemekle geçen günler.
Peki hiç mi güzel günümüz olmadı. Oldu tabii.
Onunla avunduk hayaller özlemler duyduk.
Sarıkamış ayağı çarıklı gidip de çarıksız dönmeyenlerin söylendiği bir ölüm türküsü dönüşü olmayan bir yolun ayak sesidir. Sarıkamış sıfırın altında 30/-40 derecede donan on binlerce vatan evladının nefesinin buz tuttuğu yerdir.
Anaların oynak beşikte büyüttüğü kuzum diyerek çırpınışının dizlerini döverek ağlayışların ağıtların sesidir. Edirne'den Kars'a kadar yurdun her köşesinden gelip Kafkasya'ya gidip dönmeyenlerin ağıtlarına türkülerine yansıyan sesidir.
Sarıkamış Türk insanının yıllardır içinde kanayan bir yara gözünü sıcak-soğuk demeden canını esirgemeyen Mehmetçik'in bilerek ölüme gidişinin hazin sonudur. Şiirdir koçaklamadır harptir kahramanlık destanı sessiz ağıttır. Yaşanan acıların en büyüğüdür. Sarıkamış vatanı için bıyığı terlememiş delikanlıların yitip gittiği yerdir. Sarıkamış beyaz gecenin sabahın olmadığı yerdir. Sarıkamış Allahuekber'de kardan buzdan şehadet şerbetinin içildiği yerdir