Kaleme aldığı eserleriyle Türk-İslâm edebiyatına katkıda bulunmuş şahsiyetlerden biri de şairlik ve nasirlik hüviyetini birlikte taşıyan Nakşî Ali Akkirmânî'dir. 1065/1655 senesinde vefât eden müellif bütün eserlerinde tasavvufu konu almış halka ve müridlerine irşad vazifesinde bulunabilmek için eserlerini vasıta olarak kullanmıştır. Üçü manzum biri mensur olmak üzere dört eseri elimizde bulunan müellifin söz konusu mensur tek eseri Esrâr-nâme'dir. İranlı meşhur mutasavvıf Ferîdüddîn Attâr'ın (ö. 618/1221) bazı tasavvufî ilkeleri hikâyeler yardımıyla anlattığı Esrâr-nâme adlı mesnevîsi Nakşî Ali Efendi'ye örnek model teşkil etmiştir. Her iki eser de tasavvufî remiz ve ıstılahları muhtevîdir. Fakat Nakşî Ali Efendi'nin eseri Attâr'ın Esrâr-nâme'sinin tercümesi olmayıp bütünüyle kendi duygu ve düşünce dünyasını yansıtan te'lif bir eser kimliği taşımaktadır. Elinizdeki kitap Nakşî Ali Akkirmânî'nin Esrâr-nâme isimli mensur eserinin incelemesini eserin mukayeseli metniyle çevriyazısını ve Osman Ergin nüshasının tıpkıbasımını ihtiva etmektedir.