Artık yalnızdım.
Ne rüzgar ne martılar; ne dostlarım ne de anılarım...
Dağların arkasından yuvarlanarak çoğalan bulanık suların denize ulaştığı yerde kalan balık gibiydim. Önüm karanlık arkam karanlık ve derin bir geceye hapsolmuş duygular içinde bir hayalet hafifliğinde el sallamaya devam ediyordum. Kimse yoktu kimse görmüyordu ve içimden kopan çığlığı duyan yoktu. Yavaş yavaş dağılan bir bulutun kıyısına düşmüş sis perdesi içinde beni duyan yoktu. Tanrım ne derin bir hüzün...
Acı bir rüyanın kıyısında son çırpınışlarımla el sallıyordum.