Reha Tanör 'Levrek Buğulama da İstemeyin Ama...' ile okuru hiç görmediği; belki göremeyeceği ya da görse bile bu kadar ayrıntısına hiç dikkat etmediği kentlerde sokak aralarında dolaştırıyor. Bunu yaparken eski bir dostun sesini duymak yemeklerin eşsiz kokusunun çağrısına kapılmak ve bir tutam macera yaşamak şansını veriyor. Öyle ki her sayfada başka bir ülkede bir restoranın kapısından içeri 'her dönemin ve mekânın hikâyesi' ile kol kola giriyorsunuz.
Paris'ten San Francisco'ya Tokyo'dan Londra'ya Bodrum'dan Capri'ye kadar ünlü lokantaları tanımak ister misiniz? Birbirinden keyifli hikâyeler zengin bir yaşam deneyimiyle dolu mizah yüklü sohbetler dinlemek ister misiniz? Buyurun öyleyse "Levrek Buğulama da İstemeyin Ama..."nın sayfalarına... Buyurun öyleyse bir yaşam ve sohbet ustasının keskin zekâsı ve esprili kaleminden çıkan eşsiz anlatı yolculuğuna... Bu kitapta okuyacaklarınızın hiçbiri "öylesine" değil... "Hesabı görünce garsona 'Karakol nerede?' diye sordum. 'Ne yapacaksınız karakolu?' 'Ne mi yapacağım soyuldum diye şikâyet edeceğim.'" "Levrek Buğulama da İstemeyin Ama..." sizi kendinize geçmiş güzel günlerinize unutulan anılarınıza ya da parlak geleceğinize götürecek. Keyifle... Lezzetle... Buyurun içinde lokantası olan sohbetler sofrasına... Levrek buğulama da istemeyin ama...