Öyle değil ki uyandığın her sabah
Sana baktığım günlerin ardında kalmak
Uçurumlarımı çiğniyor sinemde dolaşan kuzgun
İçimdeki taş yağmuru içimdeki recm içimdeki kuş uykusu
İçimdeki yurtsuzluk koynumdaki asırlık üryan
Ve kamburum beni sırtlanır.
Ekmek baba olunca daha sıcak daha telaşlı ve daha çok!
Daha çok ekmek üzgünlüğümüz daha çok daha çok ölüm ve alışmak
Gömlek ceplerimize doldurduğumuz şaşkınlık bir heves ve yaşamak
Eğer sıra bizimse rölans.
Şifası olmayan bir yaradır dünya!