"Eril sistemin izin verdiği çerçevede yükselmeyi başaran Serpil'in yaşaması diğer kadınları yine bu sistemin kodlarıyla ezmesine ve sömürmesine bağlıdır. Daha somut bir deyişle Serpil'in mucizevi başarısının sırrı eril zihniyette yatmaktadır. Ancak mutsuzluğunun kökenleri de yine bu zihniyetin uzantısıdır."
Yazar akademisyen Zehra İpşiroğlu'ndan içselleştirilmiş eril söylemlerin belirlediği benlik deformasyonunun içinde kaybolmuş bir kadının hikâyesi Hayal Satıcısı.
Tek kişilik interaktif bir taşlama olarak kurduğu tiyatro oyunu evde aile içi şiddetle ezilen Kadife ve kendi işlettiği fal kahvesinde Falcı Serpil olarak ikili yaşantı süren ve kim olduğunun sınırları karışan Kadife/Serpil'in hikâyesi bugünün Türkiye'sini de ortaya koyuyor. Hayal Satıcısı evliliğindeki baskıdan kurtulmaya çabalayan bir kadının bulduğu çözümleri ve onun yaşam deneyimini mizahi bir dille bir taşlama ve kara mizah örneği olarak karşımıza getiriyor.