Dilbiliminin bir alt çalışma alanı olarak sözcük bilimi kelimeleri semantik ve leksik yönlerden incelemeyi konu edinmiştir. Yunus Emre'nin epigraftaki sözü kelimeye akademik bir yaklaşımın nasıl olması gerektiği; neyi ne zaman nasıl söylemek gerektiği ve buna bağlı olarak oluşan durumun sonuçları; kelimelerin insan psikolojisi üzerindeki etkisi vs. bir çok konuyla ilgili olarak dilbilimi özellikle de sözcük bilimi çalışanlar için pratik bir reçete olarak değerlendirilebilir.
Kelimelerin semantik ve leksik özellikleri ait oldukları kültürlerle doğrudan ilgilidir. Bir dilin yerli konuşuru cümlelerini kurarken sadece kendi diline ait kelimeleri söylemez arka planda kendi kültürünü de aktarmış olur. Radyo hamburger internet tsunami kimono döner yoğurt gibi kelimeler bu kültür aktarımının son yüzyıldaki yaşayan örnekleridir. Radyo hamburger ve internet kelimeleri Batı kültürünün simgeleri olarak dünya dillerinde dolaşırken; tsunami ve kimono Japon kültüründen döner ve yoğurt ise Türk kültüründen dünya dillerinin söz varlığına katkıda bulunmaktadırlar. İnsanlar bir gazete haberinde bir romanda ya da ayaküstü bir sohbette bu kelimelere rastlamakta ve bu kelimelerin kökenini tarihî gelişimini semantik ve leksik maceralarını bilmeye gerek duymadan sadece kelimenin anlamını bilerek söz konusu cümleyi anlayabilmekte muhatabıyla iletişim kurabilmektedir.
Son yüzyıldaki etkileri hızlı olsa da dildeki bu etkileşimin tarihte de örneklerine rastlanır. İnsanların iletişim kurma kanallarına bağlı olarak; savaşlar komşuluklar dinler vb. etkilerle pek çok kelime diğer dillerde kendine yer bulmuş bu kelimelerin bazıları bir süre sonra unutulmuş bazıları ise günümüze kadar taşınabilmiştir.
Türklerin tarihi düşünüldüğünde Türkçe kelime alışverişinde en çok malzemeye sahip dillerden biri olmuştur. Tarih sahnesine çıktıkları ilk günden bugüne doğudan batıya kuzeyden güneye Asya Avrupa ve Afrika topraklarında hüküm sürmüş bir millet olarak Türkler bu coğrafyalardaki komşularından da kültür anlamında etkilenmişler onlarla kelime alışverişinde bulunmuşlardır.
Türklerin en eski komşuları Çinliler olduğu için; Eski Türklerin tarihini kültürünü dilini bunlara bağlı olarak da Eski Türklerin zihin dünyasını aydınlatmada Çin kaynaklarının önemi büyüktür. Bu kaynaklar Türk tarihi ve Türk kültürü yanında Türk diliyle de ilgili bilgiler verir. Çin'le olan etkileşim dile de yansımış Çince ile Türkçe arasında çok sayıda kelime alışverişi meydana gelmiştir.
Türkçedeki Çince kelimeler üzerine Klaproth'dan beri yapılan pek çok çalışma Türkologların ve Sinologların ilgisini çekmektedir. Her geçen gün yeni veriler ortaya çıkmakta yeni çalışmalar yayınlanmakta literatür zenginleşmektedir.
Elinizdeki çalışma bu literatüre katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Maniheist Uygur metinleriyle sınırlanan bu çalışmada 72 Çince kelime tespit edilmiştir. Söz konusu 72 kelime ayrıca dört başlıkta gruplandırılmıştır. Basit Yapılı Çince Alıntılar alt başlığında 49 kelime Çince Alıntıdan Türemiş Kelimeler alt başlığında 15 kelime Çince Alıntıyla Birleşmiş Kelimeler ve Türevleri alt başlığında 2 kelime ve Maniheist Uygur Metinlerinde Varlığı Şüpheli Kelimeler alt başlığında ise 6 kelime; anlam etimoloji tema ve kullanım yönünden incelemelere tabi tutulmuştur. Gerek görülen yerlerde tablo ve şemalar kullanılmıştır. Tarihî ve modern döneme yönelik bir sözvarlığı taraması yapılmamış ancak ana kaynaklardan hareketle kelimelerin tarihi ve modern dönemdeki varlıklarına dair bilgiler kullanım bölümünün sonunda belirtilmiştir. Bu çalışma sırasında literatür titizlikle incelenmiş ve Çince kelimeler doğru tespit edilmeye bu kelimelerle ilgili görüşler mümkün olduğunca aktarılmaya çalışılmıştır. Ancak buna rağmen bazı maddelerle ilgili literatürde olmasına rağmen gözden kaçan bilgiler olabilir. İlerleyen yıllarda yapılacak yeni çalışmalarla bu eksikliklerin de giderileceğine inanıyorum.