"Bir zamanlar Mehmet'in çılgınca vurulduğu kent bu muydu? Belki de kent teslim olunca Mehmet ona sahip olduktan sonra gönlündeki ateş sönmeye yüz tutmuştu. Birden... Karanlığı yırtan "Allah-ü Ekber!" sesleri... Gecenin karanlığında öyle bir yankılanıyorlar ki kara çarşaf uçtuğu gibi üzerinden çıplak kalan kentten çürüme kokusu giderek yayılarak iyice yapışıyor sızlayan tenime."
Okurun düş gücünü kışkırtmayı sevdiğini söyleyen yazar kara alayla yoğun duygusallığın iç içe geçtiği öykülerinde şiirden beslenen üslubuyla okuru insan ruhunun gizemli ülkesinde büyülü bir yolculuğa çağırıyor. Her okunuşta yeni yorumlara açık öykülerde bireyin kendisi ile başkalarıyla ve kentle ilgili sorunlarını gerçekleri düşle bağdaştırarak psikolojik oyunlara dönüştürüyor.
Acıklı - gülünç şaşırtıcı ve sürükleyici öyküler...