Paradigma Sonsuzluk bir yazarın "merhamet adalet ve ölçü" ekseninde paradigmasını yeniden inşa edişini gözler önüne seriyor. Bu inşa Ömer Faruk Dönmez'in yaşadığı Âb-ı Hayat tecrübesiyle yakından ilişkili. Üstadıyla tanıştığı 2013'ten beri telif eser vermeyen yazar Paradigma Sonsuzluk'ta fizik felsefe din dil toplum ve sanat merkezli görüşlerini dile getiriyor. Asimetrik İyiler Topluluğu'nun bir manifestosu olarak okunabilecek eserde insanın anlam arayışına esaslı bir rota çizme kaygısı var. Âb-ı Hayat'ın özünü teşkil eden düşünceler etrafında hakikat yolculuğunun merhalelerine işaret ediliyor. Tanrı ile insan arasındaki ilişki cesurca irdelenirken insanın insanla kurduğu bağ göz ardı edilmiyor.
Otobiyografik parçalar ve kurmacanın imkânlarıyla da zenginleştirilen Paradigma Sonsuzluk'ta öykülerinde rastladığımız açık ve anlaşılır dilden farklı olarak yer yer oldukça müphem bir dil çıkıyor karşımıza. Sözcükler anlamı taşır mı yoksa işaret mi eder? Yazarın dil tercihi bu sorunun cevabıyla birlikte anlam kazanacaktır.
Farklı disiplinlere dair birçok mesele ince bir çizgiyle birbirine bağlanırken postmodernizmin izlerini görmek mümkün. Fakat yazar postmodern edebiyatın yöntemlerini gerçekten kullanıyor mu yoksa bunun yalnızca parodisini mi yapıyor buna dikkatli okur karar verecek.