Doğu Karadeniz'i yeşil ve mavinin tonlarında biçimlenen derinleşen renkli coşkulu duygulu bir tabloya benzetirim. O tabloda önde deniz ardında dere boyu kıvrılıp uzayan yemyeşil vadi; arkasında mavi göğe yükselen tepeler ileride ak bulutlar... Güneşli aydınlık günler yağmurlu günler; sisli dumanlı karlı günler. Her mevsim ayrı bir güzelliktir her mevsim ayrı bir coşku.
Hareketli yaşamı çabukluğu sabırsızlığı hızlı düşünmesi aceleciliği sevgisi merhameti öfkesi ile her bir insanı ayrı bir öyküdür. Doğa insan ilişkisi masal tadındadır. Hani bir şarkı vardır; içinde "Bana bir masal anlat baba / İçinde denizler balıklar / Yağmurla kar olsun / Güneşle ay" sözleri geçer. İşte bu şarkı gibi yumuşaktır akıcıdır sıcaktır candandır insanı. Hep böyle midir? Hayır! An gelir dalgalı deniz gibi hırçınlaşır köpürür öfkelenir öfkesini gizlemez; ağzına diline geleni söyler. Ama kin duymaz; biraz zaman geçince süt liman denizlere döner; durulur yumuşar sakinleşir. Hem güler hem ağlar; hem kızar hem sevinir; hem türkü yakar hem ağıt söyler; ekmeklidir şakacıdır dost canlısıdır insancıldır. Kıvraktır hareketlidir yerinde duramaz. Sevgisi deniz gibidir öfkesi dağ gibi; gönlü içinde yeşilin her tonunu barındıran vadiler gibi. Yaşadığı çevreye benzer Doğu Karadenizli. Hem çetin hem kolaydır yaşantısı; inişleri çıkışları yokuşları vardır.