Yüzünde yüzyıllık gölgeler taşıyan kadın bu izleri her vakit bir adama mı borçludur? Bu izler gizemli tapınak muamelesi gören kadın cinselliğinin keşif yolculuklarını mı anlatır her zaman? Yoksa her kadın -eğer isterse- bedenini keşfetme coşkusunu armağan edeceği erkeği gizliden gizliye seçer mi? Haberi bile olmaksızın seçilen erkek bu utkuyu neye borçludur? Dört kadının örtüştürerek paylaştıkları ve ortak tarih olarak var ettikleri geçmişlerinin bugünlerini ipotek altına alması ne kadar adil? Kurban haline gelen bedenler hangi tarihsel suçun bedelini ödüyor? Meltem Arıkan anlattığı insanları edebiyatın olanaklarını yaratıcı biçimde kullanarak bilindik kılıyor.
Kadınlara ağırlıklanmış kadın öyküsü değil anlattığı; Jungien bakışla kadındaki erkeğe ayna tutarken aynanın içinden erkekteki kadına dair çok net fotoğrafların yansımasına katkıda bulunuyor.
Bir entrika var mı? Hele kadının katkısı olduğu entrika öldürücü türden! Kadını 'entrika' haline getiren erkek beceriksizliğine ait 'arkeolojik bir kazı' diyorsanız bu kitap iyi bir rehber! Altta yatanı zedelemeden 'ilk haliyle' gün yüzüne çıkarırken kazıya başladığınızda bugünün ışığıyla dünün gerçeğine ulaşmak ayrı bir coşku haline geliveriyor. Bu kazı için özel aygıtlara gereksiniminiz yok. İlk sayfayı çevirin yeter.