Neslihan iki yanı ağaçlı geniş şosede otomobili ağır ağır sürüyordu. Alnında terler boncuklanmıştı. Fakat bu havanın sıcaklığından ziyade biraz evvel geçirdiği hafif bir fenalığın eseri idi. Direksiyonu kullanan elleri hala titriyordu. Vişne çürüğü renginde şahane bir Cadillac olan arabayı muhteşem bir villanın önünde durdurdu klakson çaldı.
Bahçe kapısının yanındaki kulübeden bir adam çıkıp koştu.
- Bir şey mi unuttunuz hanımefendi?
- Hayır Recep... Çok sıcak var ben gitmekten vazgeçtim.