"Bir süredir bir kitabın içinde geziniyorum.Zafer Yalçınpınar yazmış. Adı: "Korkak Düşler" Bugün ne yaptık diye sormuş ilk sayfada. Bugün kitabını bitirdim.Güzel bir yolculuktu. Gezindim durdum. Önce terk edilmiş bir saraya dadandım. Surlarını okşadım. Okşarken yıkıldılar. Kaçtım.Sonra hapse attılar. Sarayı ben mi yıkmıştım? Suç muydu? Yok ondan değilmiş. Katilmişim sadece. Çalıştığım şirketin Genel Müdürünü öldürmüşüm. Elime sağlıkmış. Çünkü sığınmışım. Yaşamı da yirmi kez aldatmışım. "Yirmi bir" e yolculukmuşum. Hem çok yalancıymışım. Telefonlarım yalana çalmış. Telefon kablolarıyla dilimi bağlamışım. Kendime susmuşum. Yazarmışım. Yazamamışım. Yazamadığım öykümün öyküsünü yazmışım. Çayım şekersizmiş. Boşuna karıştırmışım.Otobüste uyanmışım. Adamın biri üzerime uyanmış. Durakta inmişim ateşli bir sabırla. Neruda durağını kaçırmış geç inmişim. Kadının biri hayatıma dadanmış. Yalnızlığımmış. Yalnızlığımın en kalabalık yeri! Hırkalar kanlı paslı.Bu şehirde hırkaların öyküsünü yazan da varmış. Yenilgi açmışım yanağımda. Güzel yenilmişim. Gandhi ve Merve çapraz kapışmış. Kendi içimde kalmışım. Zafer seni dinlemişim! "Hatırlıyorum..." kitabı bitirdiğimde sana telefon ettiğimi kalemini kutlamak için. "Hatırlıyorum..." bana hayatın zaten daralttığını grubun bunu yapmamasını söylediğini. Sen hatırlıyor musun "maviyi griye çevirdiler" dediğimi? ...düşlerinden korkmuyorum!"