Günümüzde yaşadığımız Anadolu coğrafyasında kent krallıkların sadece adlarını hatırlayabiliyoruz. O insanlar savaşlar nedeniyle belli bir arşiv tutmamış ve sadece inançları gereği insanların tanrılara ibadet edebilmeleri için saray şeklinde tapınaklar yapmışlardı. Bu tapınaklarla yaşamın zorluklarını sırtlayan insanların refahını sağlamlaştırmaya çalışırlardı.
Doğu'da akın akın gelen Kimmerlerin tehlikelerine karşılık bazı kent devletleriyle müttefik olsalar da Kimmer saldırıları sonucunda kral Giges öldürülmüştü. Tarihsel gelişmelerde son derece ilginç olaylar meydana geliyordu. Kimmerlerin baskılarına karşılık Asurlulardan destek ve yardım bekleyen Taballu Mugallu ve Hilakkulu krallıkları onlara hediye olarak genç kızlarını göndermişlerdi. Lidyalılar ise kız göndermeyi kabul etmemiş onun yerine Asurlulara hediye olarak altın ve değerli eşyalar göndermişlerdi. Bu teklif Asur krallarının hoşuna gitmemiş ve destek olmamışlardı. Gücü zayıflayan Lidyalılara Kimmerler saldırmış başkentleri Sardes'i kuşatarak kral Giges'i de öldürmüşlerdi.
Tarihin acımasız yönü Lidya krallığında da ortaya çıkmaktadır. Tehlike saçan göçmeneler kent krallıklarını tehdit ederek yaşayanların huzurunu kaçırmışlardı.
Ali Narçın Lidya kent krallığıyla ilgili titiz bir çalışmadan sonra yalınlaştırılmış ifadelerle bu eseri okurlarına sunmaktadır.