İnsanın duygu dünyasının dışa vurumu olarak tanımlanan sanat aynı zamanda onun güzellik algısının veya estetik bakısının da ifadesidir. Bireysel hareket alanının yanı sıra toplumsal niteliğiyle de sanatın sadece sanatçı değil aynı zamanda bütün bir toplum tarafından üretilen bir etkinlik olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan yaşadığı kültürel coğrafyada inanç mit sosyolojik faktörler etkileşim alanları gibi birçok unsurun birleşimiyle şekillendirilen özgün sanat eserlerinde onu meydana getiren kişi ya da kişilerin tek basına olmadığını tarihsel ve çevresel faktörlerin de sanatın oluşumunda önemli unsurlar olduğunu göstermektedir. Dünya üzerinde zengin bir kültürün yansıması niteliğinde sanat eserleri içeren kadim coğrafyalardan biri şüphesiz özgün yapısı ile Anadolu'dur. Sanat Tarihi disiplini çerçevesinde oluşturulan bu kitapta Anadolu'nun farklı bölgelerindeki sanatsal ve kültürel bazı konulara değinilmiştir. Bu konular basta İslam ve Hristiyan mimarisine ait anıtsal eserler (kale cami manastır kilise türbe medrese ve köprü) olmak üzere seramik mezar tasları figürlü süsleme kadın baniler gibi çeşitli konulardan oluşmaktadır. Akdeniz ve Suriye bölgesi arasındaki bazı savunma yapıları Karadeniz'de Artvin ve Doğu Anadolu'da Şırnak yöresindeki yüzey araştırmasında elde edilen bulgular Şırnak'ta tespit edilen bir grup kilise Orta Anadolu'da Selçuklu dönemi kadın banilerine yönelik araştırmalar Van Gölü Havzası'nda Bitlis Kalesi Kazıları'nda ele geçen madeni takılar ve yine yörede tespiti yapılan figürlü kabartma konusundaki gözlemler yine bu havza sınırları içerisinde mimaride çok renkli tas işçiliği bölgenin önemli merkezlerinden biri durumundaki Ahlat Selçuklu mezarlığında bulunan bir mezar taşı Gevas ve Hizan'daki Türk dönemi tarihi mezarlıkları ve içerdikleri mimari yapılar İslam dönemi seramiklerinde Mühr-ü Süleyman motifi ve Hatay Müzesi'ndeki Bizans dönemi taş eserleri ayrıca kültür tarihi açısından önemli uğrak noktalarından birini oluşturan Yeni Van Müzesi ve çağdaş müzecilik anlayışıyla oluşturulan yeni teşhir düzeni bu kolektif çalışmanın bölümlerini meydana getirmektedir. Bütün bu incelemeler eserleri fiziki özellikleriyle tanıtmanın yanında sembolik dilleri açısından da irdeleyen ve etkileşim alanlarını göz önünde bulundurarak nihayetinde bu eserleri kültür tarihimizin canlı birer parçası olarak yorumlayan bir bakış açısıyla ele alınmıştır.