Geldiğim gün bana yardım eden eşyalarımı taşıyan ve daha sonra Muhtar amcanın evinin arka bahçesine bakan odada kaldığını öğrendiğim "Mehmet Çelebi'nin" kim olduğunu sormuştum Selime yengeye. O da bana; akrabaları olmadığını yapayalnız bir çocuk olduğunu söylemişti. "Biz sahip çıktık çocuğa. Köylüler uzaktan bize akraba olduğunu sanıyorlar. Kimsesiz yetim kalmış bir akraba çocuğu diye biliyorlar." Demişti. "Uzun hikâye sonra anlatırım. Çok iyi çocuktur." Diyerek kısaca söz etmişti ondan.
*
Anı sandığımın kapağını kapatıp gerçek hayatla ilgilenmem gerektiğini biliyordum. Sandığımın üzerine annemin işlediği çiçek desenli kanaviçe işli örtüyü örtüp anneannemden kalan tek hatıra eski pirinç semaveri ve dayımın kalemliği ile çerçeveli tek fotoğrafını anneminkiyle yan yana yerleştirdim. Hazineme sevgiyle baktım. İçimi bir huzur kaplamıştı. Artık kendime dönüyorum.