...Giderek hızlanıyordu dünya. Saniyeler içerisinde oluşan olaylar saniyeler içerisinde etkisini yitiriyor bir başkasına bırakıyordu yerini. Görsel işitsel zihinsel bir kuşatma altında kıvranıyorduk. Bombalar patlıyor insanlar ölüyordu. Önce herkes kendi ellerine ayaklarına bakıyor sonra en yakını olanlarınkine daha az yakınlarınınkine ve son olarak güven çemberinin uzağındakilere. Bizim için önemli olan neydi? Bizi etkileyen neydi? Sis artık etkisini iyice göstermiş; sadece dün ne yediğimizi değil ne yaptığımızı ne düşündüğümüzü de unutur olmuştuk. Unutma süresi de giderek kısalıyordu. Durup dinlemeye anlamaya görüp hissetmeye bir konu üzerinde oyalanmaya kimsenin vakti yoktu...