2000'lerin başından itibaren dünyada farklı hukuk fakültelerinde sinema eserleri hukuk araştırmalarının konusu olabilmekte ve hatta sinema aracılığıyla geliştirilen hukuk öğretimi yöntemlerinin tartışıldığı görülmektedir. Örneğin hukukçu tartışacağı konunun çerçevesini çizerken bir filmden bir sahneyi hukuk metni gibi kullanabilmektedir ya da farklı filmlerde hukukun nasıl resmedildiğini tartışan sinemada hukuk üzerine çalışmalar dikkat çekmektedir.
Yine Türkiye'de hukuk fakülteleri ders programlarına; Hukuk ve Sinema Hukuk ve Edebiyat Hukuk ve Sanat Toplumsal Bellek ve Hukuk Hukuk ve Göstergebilim gibi beşeri bilimler ile hukuk arasında ilgi kuran derslerin seçimlik olarak eklendiği görülmektedir. "Hukuk ve Sinema Hareketi" olarak adlandırılan bu yeni alanın tarihi üzerine bir yapıtını 2016 yılında yayımlayan Machura ilk hukuk ve sinema çalışmalarının 1980'lerin sonu itibariyle kaleme alındığını ifade eder. Machura'nın hareketin yaygın hale gelmesiyle ilgili iki önemli tespiti vardır. Bunlardan ilki; küreselleşen kitle iletişim araçlarının hukukun ve hukukçunun medyada temsiliyle ilgili filmleri yaygın ve dünyanın her yerinden insan tarafından izlenebilir hale getirmesidir. İkincisi ise yine bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla derslerde filmlerin ve videoların kullanılabilir hale gelmesidir.
Her biri kendi alanında uzman olan farklı üniversitelerden hukuk fakültesi öğretim üyelerinin bir araya gelerek sinema filmleri üzerinden temel insan hak ve özgürlükleri odaklı okumalarla gerçekleştirdiği "Sinema Filmlerinde İnsan Hakları" kitabı alanyazında ilk yayın olması açısından ayrıca kayda değerdir.