Sahilde küçük bir kasabada yaşadım uzun yıllar. Yaşamı sırtladığım bu yerde gençliğimin sevdasını aşkını ve hüznünü yaşadım. Sevda türküleri dinledim sokaklarında. Mücadeleyi tanıdım dostluğu ve ihaneti... Bir avuç genç insandık. Dostluğumuz biraz da gençliktendi. Damarlarımızdaki devinim bilincimizi zorluyordu. Pervasızdık; ancak yaşamdaki yığınla sorunu görüp sorumluluk duyabildik. Şafağı tıkayan sis aralanmalıydı. Bunu biliyorduk. Aydınlık bir akşamda kurşunlanan liselinin gözlerindeki sönmeyen parıltıyı yakalayıp sahiplendik. Özlemlerini özlemlerimize kattık umudunu umudumuz belledik sımsıkı sarıldık. Gençtik. Kitap sayfalarına yeni varmıştık. Sabırsız ve deneyimsizdik. Yaşam bir anlamıyla oyundu gözlerimizde. Bizlerse amatör oyunculardık. Limanın açık denize bakan yakasında "Tupamarosları" okurduk gıptayla heyecanla. Kapılarımız gece yarıları tekmelenmeye başlandığında uzaklaştık tanıdık yerlerden. Kaçıyorduk artık...