Çağatay Yılmaz uzun yıllardır yazıyor. Sürekli çoğaltmanın uzağında hikâyeyi hayatın az görülür köşelerinden çıkarırken çok ince elediği bir dil kullanıyor. Bizi Buraya Getiren Şeyler'deki hikâyeleri okurken onları adım adım ören bir dili de okuyoruz. Sıklıkla rastlanmayan bir özellik bu. Hayatın sıradan ayrıntıları arasında dolanıp parıltısı olanları seçmek için ne kadar çok düşünmek ve okumak gerekir. Çağatay Yılmaz o ayrıntıları bulmakla yetinmeyip ayrıca onları tek tek aydınlatıyor. Bazen tedirgin edici bir hikâyenin başladığını görür okur: toprağa gömülü bir yılkı atı ya da kurda benzeyen bir hayvan insana ne anlatır... Bazen bir kadının erkeği ansızın terk edişinin ardında neler saklıdır... |
Öykünün içinde yaşayan bir yazınsal şölen az bulunur kusursuzlukta öyküler neden sonra yeniden okunacak cümlelerle örülü bir dil.
Bizi Buraya Getiren Şeyler'i okuduktan sonra gözlerinizi kapayıp düşünebilirsiniz.