İnsanın varoluşu bir yolculuk anlatısıdır: Cennette başlayan "doğum" dünya hayatıyla devam eden "erginlenme" ve ahirete intikal "dönüş"... Sonrası insan için meçhul; mutlak bilginin sahibine malûm... Adam'ı yaratıp yeryüzüne erginlenmeye gönderdiğini ve yeniden kendisine döndüreceğini anlatan Tanrı "yolculuk" hikâyesinin "ilk anlatıcısı"dır. Mitoloji çağında insan bu Tanrısal anlatının taklitçisidir; bütün bir mitoloji yolculuk hikâyeleriyle doludur. Mitolojinin "edebiyat"a evrilmesi Tanrı dili yerine "insan dili"ni alması demektir. Dildeki bu değişmeye rağmen "yolculuk" öyküsü ve içeriği kimi zaman kılık değiştirse de edebiyattaki yerini korumaktadır. Roman bu anlatıya en elverişli türlerdendir.
Elinizdeki kitapta adından çok söz edilmiş Huzur Aylak Adam Tutunamayanlar ve Yeni Hayat romanları bu yolculuk anlatısı bakımından incelenmiştir. Tiyatro türü de bir "öykü" içermesi bakımından "yolculuk" anlatısına elverişlidir. Bu bağlamda Azerbaycan Türk edebiyatının en şöhretli kalemlerinden Bahtiyar Vahapzâde'ye ait tiyatro eserlerinin bu yönden tahlili yapılmıştır. Modern şiir "anlatı" yönü zayıf olsa da "Tanrı dili"ne en yakın türdür. Büyük Türk şairi Yahya Kemâl Beyatlı'nın "Rindler Üçlemesi" olarak bilinen şiirlerinin incelenmesi bu çalışmaya bu düşünceyle dâhil edilmiştir.