Kur'ân-ı Kerîm Sünnet İcma ve Kıyas bilindiği üzere İslam hukukunun mesnedleridir. Sorulan fıkhî bir soruya bu kaynakların mesnet gösterilmesi doğrultusunda verilen cevaplar fetvaları; bu soru-cevapların derlenmesi ile ortaya çıkan eserler de fetva mecmualarını oluşturur. Bu mecmualar sadece Türk-İslam edebiyatının değil aynı zamanda birçok ilmin kaynaklarından biridir. Bu türdeki eserler başta ve öncelikle fıkıh olmak üzere hadis tarih sosyoloji halk bilimi gibi alanların da önemli kaynaklarından sayılmalıdırlar. Türk-İslam literatürü içerisinde de fıkıh ilminin kaynakları arasında önemli yeri olan çok sayıda fetva mecmuası kaleme alınmıştır. 18. yüzyılda da bu asırdan önceki ve sonraki dönemlerde olduğu gibi fetva mecmualarının önemli örnekleri derlenmiştir. Şeyhülislamlık makamına bağlı olarak çalışan müsevvitlerden biri olan Ömer bin Salih el-Kırımî'nin 16 yıllık müsevvitlik görevi süresince o dönemde görev almış altı şeyhülislam tarafından verilen fetvalardan derlediği Tuhfetü'l-fetâvâ adlı mecmuası da asrın önemli kaynaklarından biridir. 1730 ila 1746 yılları arasında verilen fetvaların derlenmesinden oluşan eserde fetvaların verilmesinde kaynak olarak belirtilen Arapça nakiller de yer almaktadır. Fetvalarla birlikte bahsi geçen nakiller çalışma içerisinde hem Arapça hem de transkripsiyonlu olarak verilmiştir. Tuhfetü'l-fetâvâ'ya dair hazırlanmış bu çalışmanın nukullü mecmualara dair önemli bir kaynak eser olması amaçlanmıştır. Böylece çok sayıda örneği olan fetva mecmualarından birinin metninin ortaya konması ile bu eserlerin daha yakından görülmesi onlar hakkında daha fazla bilgi edinilmesi ve edinilen bilgilerin derinleştirilmesine çalışılmıştır.