Ortadoğu bölgesi her yıl bir öncekinden daha farklı krizlere savrulmaktadır. Bu sebeple bölgeyi doğru okumanın ve analiz etmenin önemi her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır. Doğru analizin ilk şartı olan doğru bilgi ise özellikle bölgesel çalışmalar söz konusu olduğunda ancak birincil ve anadilde kaynaklardan elde edilebilmektedir. Üstelik doğru bilgi de tek başına yeterli olmamakta ayrıca bilimsel bilginin sine qua non'u olan teorik yaklaşıma da ihtiyaç duyulmaktadır. Saydığımız bu iki özelliği de bünyesinde barındıran ve ülkemizde bir benzeri olmayan Ortadoğu Yıllığı diğer almanak türü eserlerden farklı bir noktada konumlanmaktadır. Birbiri ardına sıralanan gelişmelerin anlamlı ve tutarlı bir çerçevede sunulması eserin temel kaygıları arasında yer almaktadır. 2005 yılından itibaren her yıl kesintisiz olarak yayımlanan yıllık elinizdeki kopya ile birlikte 15. sayısına ulaşmıştır. Bölgenin ve dünyanın daha iyi anlaşılmasına olan katkısı tartışmasız olan eserin geçen 15 yıl içerisinde alanının temel referanslarından biri haline geldiği söylenebilir.