"Ergenekon'dan Anadolu'ya Bozkurt'un Yürüyüşü: Kırmızı Yol" târîhimizdeki kritik zamanları konu alan romanlarla devam ediyor; Ergenekon'a girişimiz oradan Ötüken Yış'a varışımız Anadolu'ya doğru yürüyüşümüz Anadolu'daki varlığımız Avrupa'nın içlerine uzanan kültür san'at inanç ve ahlâkımız sonra geri çekiliş Anadolu'da yeniden diriliş ...
Ötüken Yış'dan sonra Anadolu'ya yürüyüşümüzü anlatan ikinci eser huzurunuzda: Kâlincar'daki Arslan-Yabgulu Türkmenlerin Romanı.
Gerçek tarihi anlatan bu nefis eserde Türk târîhinin Cihângîr Müslüman devletlerinden Büyük Selçuklu Türk Cihân Devleti'nin kuruluş yılları ile yine Türk milletinin batı istikametine dönmesini temin eden Dandanâkan Zaferi Yabgulu Türkmenlerin gözü ile roman iklîmine taşınmıştır. Gök Gözlü Gök Yeleli Bozkurt" bu ikinci adım çalışmada da onun kılavuzluğuna ihtiyaç duyulan yerlerde romana dâhil olmuştur.
.....
1025 yılı içinde Gazneli Sultan Mahmûd Hân ile Karahânlı Yûsuf Kadır Hân her Türk'ün vicdânını sızlatan ve yüreğini kanatan bir yanlış karârla Selçuk Beğ'in büyük oğlu Arslan Yabgu'yu hîle ile yakaladılar. Gazneli Mahmûd bu Selçuklu başbûğunu hükmü altındaki Hindistan'a yolladı ve orada erişilmesi ulaşılması çok zor bir yerde bulunan Kâlincar Kalesi'ne kapattı. Ağır şartlarda ve nem soluyarak burada tam yedi sene kalan Arslan Yabgu sonunda bedeni çürüyerek Hakk'a yürüdü.
Bu elîm ve dağlayıcı hâdisenin ardından Selçuklular iki ayrı yola girdiler. Bunlardan daha kalabalık olanı ve Arslan Yabgu'nun yeğenleri Çağrı ile Tuğrul Beğlerin buyruğuna giren kısmı Gazneli ordusuyla kıyasıya bir mücâdeleye girişti ve sonunda Dandanâkan Zaferi'ni kazanarak Horasan'da bir devlet kurdu. Daha küçük ve Arslan Yabgu'ya can baş fedâ edecek derecede bağlı olan ve bu yüzden "Yabgulular" denilen kısmı ise çeşitli zorluklara göğüs gererek Horasan İran Âzerbaycan Kafkas İli arâzilerinden geçerek Fırat Dicle ve Zap Suyu kenârlarına ulaşıp buralarını vatan tuttular. Yabgulu Türkmenler Musul'dan Kerkük'e uzanan ve Dicle Nehri ile Zap Suyu mecrâsında yer alan arâziye yerleşip tavattun ettiklerinde yâni vatanlaştırdıklarında daha Malazgird Meydân Muhârebesi yapılmamıştı ve Anadolu'daki Selçuklu Devleti ile İlk Beylikler kurulmamıştı.
Bu târîhî hakîkati bilmeden Yabgulu Türkmenlerin kim olduklarını ve ne derece büyük bir işi başardıklarını anlama imkânı yoktur.
Hindistan'daki Kâlincar Kalesi'nde bedeni nemden çürüyerek vefât eden Arslan Yabgu hiç farkında olmadan Türk'ün tâlihini Hind İklîmi'nden Kuzey Irak'a taşımıştır. Bu taşıma işinden alınacak ilhâmlar bilhassa yaşadığımız günlerde Türkmen İli hakkında sarf edilen fuzûlî sözlerin ne derecede mânâsız olduğunu kalbinde Türklük şuûru olan herkese anlatıp belletecektir.