Yeni medyayla birlikte ortaya çıkan enformasyon toplumu ve bu toplumun hakikate yönelik çıkarımlarının belirsizleşmesi post-gerçekliğin egemen olduğu bir dünya meydana getirmiştir. Bu dünyada yararlı-yararsız iyi-kötü önemli-önemsiz gibi kavramlar birbirine karışmıştır. Gerçekliğin sınırlarının sonsuz görünen bir geçişkenliğe sahip olduğu günümüz toplumunda birey ve onun kimliği de sürekli bir devinime ve etkileşime tabi olmuştur. Kültürü oluşturan gelenek-görenek din coğrafya gibi çeşitli etkilerin yanı sıra birey kimlik inşa sürecinde algı aidiyet öteki gibi sosyal-psikolojik unsulardan da hiç olmadığı kadar etkilenmiştir. Çalışma bu etkileri; bireyin dış dünyadan almış olduğu uyarımları özümserken geçirdiği bilişsel ve davranışsal süreçler toplum içerisindeki temel değerler dizisinin birey dünyasındaki meydana getirdiği değişikliler temel alışkanlıklarımız ve toplumsal duyarlılıklarımız arasındaki ikilemin gündelik yaşantımızda nasıl karşıladığımız gibi birçok sorudan yola çıkarak ele almaktadır.
Kitap bu olguları ve olguların kimlik inşa süreçlerine yansımalarını Foucault Althusser Adorno Erikson gibi teorisyenlerin ve Gestalt ve Frankfurt gibi ekollerin yardımıyla günümüz pratikleri çerçevesinde açımlamayı amaçlamaktadır.