Gerçekliğin medya finans-kapital ve siyaset prizmasından süzülerek şekillendiği günümüz iletişim ortamında haber ve habercilik ciddi sıkıntılar içinde.
Bilgi ve enformasyonun haberleşme sürecinde geçirdiği bozulma bilginin çarpıtılması aktarılan gerçekliğin içinin özgürleşmesi önünde önemli bir engel.
Sermaye ilişkileri ve siyasetin belirlediği çıkar ve beklentiler ağına sıkışmış medya düzeninde bireyin içinde yaşadığı dünya ve kendi gerçekliği hakkında doğru bilgilenmesi bu gerçekliğin nesnel koşullar içinde algılayıp yorumlaması giderek zorlaşıyor.
Böylesi bir ortamda bireyin özgürleşmesi sorunsalı sadece haberi tüketen bireyler için değil haber üretim sürecinin temelinde yer alan haberci yani muhabir için de geçerli.
Klasik işlevleri dışındaki amaçlarla şekillenen "yeni medya düzeninde" haberin ideolojik bir üretim sürecine dönüşmesi habercinin da aslında bağımsız ve özgür olması gereken çalışma koşullarını ve konumlanışını olumsuz yönde etkilemekte.