Bu kitap arkeoloji ve sanat tarihinin merceğinden mutfak kültürüne bakıyor ve bize tarihöncesinde Çatalhöyük'te Mısır Mezopotamya Yunan ve Roma uygarlıklarında ve Ortaçağ Avrupa'sında neler yenilip içildiğini yemeklerin nasıl hazırlanıp sunulduğunu anlatıyor. Şu bizim Çatalhöyük'te MÖ 5850'de taş veya ağaçtan özenle oyulmuş kaplar ya da kille sıvanmış örme sepetler kullanılıyor ateşte kızdırılmış taşlar bu kaplara daldırılarak yemek pişiriliyormuş. Antik Mısır'da MÖ 3000'de köleler ya da işçilerin arpa ya da gernikten yapılan ekmek soğan pırasa sarımsak ve baklagiller ile biradan oluşan bir beslenme düzenleri varmış. Bir mezardan çıkarılan ölü yemeği ise Mısır soylularının ne yediği hakkında bir fikir veriyor: öğütülmüş arpayla pişirilmiş lapa ateşte kızarmış bütün bıldırcın iki pişmiş böbrek bir pişmiş balık sığır kaburgası gernikten yapılmış üçgen biçimli somun ekmek birkaç pasta haşlanmış meyve ve büyük olasılıkla incir. Mezopotamya mutfağında ekmek pişirmek için üzerinde hayvanlardan doğurgan çıplaklara kadar her türlü figürün bulunduğu kalıplar kullanılıyormuş. Sözcük dağarcıklarında da 18-20 peynir çeşidine rastlanıyormuş... Sıra Antik Yunan'a geldiyse 4. yüzyıldan bir şiir aktarmakla yetinelim:
Palamut güzün Ülker takımyıldızı inişteyken yakalanır
Nasıl istersen öyle pişir onu. Onu bunu katmaya gerek yok.
Ne kadar çabalasan rezil edemezsin bu balığı.
Ama dostum Moskhus en iyi pişirme yolunu bilmek istersen
Derim ki incir yaprağına sar onu
bir tutam mercanköşk serptikten sonra
Sakın peynir ya da bir başka saçmalık katayım deme!
Koyuver yaprağın üstüne sarıp sarmala bir güzelce
Sonra hepsini kızgın köze göm.
Şimdi doğrusunu istersen güzelim Byzantion'da (İstanbul) çıkar palamudun en iyisi
Yakınlarında tutulanlar da kötü sayılmaz
Ama ne denli uzaklaşırsan Hellespont'tan (Çanakkale Boğazı) o denli bozulur balık
Bir de tuzlu Ege sularında çıkanı vardır ki
Aynı balık değildir o artık bütün övgülerimi geri almak zorundayım o zaman.
2002'de kaybettiğimiz Phyllis Pray Bober Bryn Mawr College'da Beşeri Bilimler profesörüydü.