Erken Cumhuriyet döneminin maharetli kalemlerinden Osman Cemal Kaygılı İstanbul şehir hayatına dair çok sayıda kıymetli malumatı günümüze taşıyan eserler kaleme almasıyla temayüz etmiş bir yazar. Akşamcılar tefrikası dönemin meşhur isimlerinin kâh örtülü kâh alenî bir şekilde yer bulduğu zaman zaman roman zaman zaman hatırat okuduğumuz zaman zamansa bir kurgu metinden ziyade belgesel bir metin okuduğumuz hissiyatına kapıldığımız ilginç bir eser. İstanbul gece hayatına ilişkin renkli ayrıntılarla bezeli bu eser Osman Cemal Kaygılı'nın benzersiz üslubuyla bizi hem dönemin İstanbul'unda koltuk meyhanelerindeki hararetli sohbetlere götürüyor hem de kendimizi Divan şairlerinin gazellerinin serpiştirildiği bir edebiyat şöleninin ortasında buluyoruz. 30'lar İstanbul'una ait mekân tasvirlerine ve mutadı olduğu üzere maharetle kullandığı ekalliyet ve yöresel ağızlara da eserinde yer veren Kaygılı eseri zaman zaman orta oyunu atmosferine büründürmeyi tercih ediyor.
Osman Cemal Kaygılı her ne kadar Akşamcılar romanındaki konumunu
"Eğer siz şimdi içki hakkında benim kendi samimî fikrimi soracak olursanız ben size burada hiçbir cevap vermeyeceğim; burada bitaraf kalacağım. Onun fenalık yahut iyiliklerine fayda veya ziyanlarına dair bütün yazımın içinde de bir tek satır göremeyeceksiniz. Ben "Akşamcılar" diye tutmuş olduğum bu koskoca defterimde size yalnız birçok içki âlemlerinde yakından görmüş olduğum sahneleri maceraları bütün teferruatıyla anlatacağım. Artık içkinin iyilik yahut fenalıklarını fayda yahut zararlarını sizler benim bu yazılarımın arasından görür bulur çıkarır ve ona göre hükümlerinizi verirsiniz."
sözleriyle özetlemişse de tefrikanın son bölümünde Akşamcılar'ın düştüğü ibretlik hâlleri tasvir etmesiyle ima yoluyla da nihaî olsa tarafını seçmiş bulunuyor.
"Osman Cemal yalnız ve yalnız kendi kafasının mahsulüyle geçiniyordu. Yabancı dillerden çalarak kendine mevki me şöhret yapmamıştı. O kendi kendinin eseriydi."
Mahmut Yesari
"Osman Cemal'in eserlerinde yarınki halkiyatçılarımızı sevindirecek bir vesika kıymeti İstanbul'un şu her gün bir köşesi daha rengini şeklini ruhunu kaybeden eski İstanbul'un tarih olmuş çehresi de var."
Hakkı Süha Gezgin