Elimizdeki eser üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde insani bir olgu olarak pişmanlık üzerinde durulmuştur. İnsan fıtratında bu olguya dayanak teşkil eden fıtri arkaplana vurgu yapılmıştır. İkinci bölümde ise pişmanlık olgusunun kavramsal yönü işlenmiştir. Üçüncü bölümde de konumuzun aslını oluşturan Kuran ayetlerine konu olan peygamber pişmanlıkları öncelikli olarak diğer pişmanlıklar üzerinde durulmuştur.
Başta peygamberler olmak üzere insanlıkla iç içe olan bu olgu her insanın mutlaka yaşayacağı ve kendisinden müstağni olamayacağı bir hakikat olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaten imtihan için yaratılan ve yaratılışında iyilik ve kötülük yapabilme kâbiliyeti olan insan için önemli olan; bu olguyu yaşadıktan sonra başta peygamberler olmak üzere vahiy terbiyesinden geçen salih kulların gösterdiği gibi bir tavır geliştirip ebedi hüsrana uğramamaktır.
Peygamberler ve salih kullar bu olguyu yaşamalarına neden olacak bir olayla karşılaştıklarında; önce itirafı sonra içselleştirilmiş bir pişmanlık ve tövbe ortaya koymuşlardır.
Kâfir ve inkârcılar ise tövbe ve af perdesinin kapandığı son nefeste ya da mahşer gününde bu olguyu yaşayacaklardır. Yaşayacakları bu pişmanlık ise onları ebedi hüsrandan kurtaramayacak ve onlara bir yarar sağlamayacaktır.
Kur'ân'da yer alan pişmanlıklar muhâtablara daha önce benzeri durumlarla karşılaşan enbiyanın ve ebrarın ortaya koyduğu davranışı geliştirmeyi tavsiye etmektedir. Böylece insan yaşadığı derûni çöküntüyü tövbe ile ebedi mutluluk fırsatına dönüştürmüş olmaktadır.