"Güneşin tam tepede olduğu o saatlerde yakınlardaki bütün sürücüler arabalarını durdurmuş metrelerce öteye üç takla atmış otobüsün yanında toplanmışlardı. Herkesin görmüş olduğu en büyük kazalardan biriydi bu. İçinde liseli gençler olan otobüsün vahşet ve dehşet bir şekilde sürünüşü kimsenin gözü önünden çıkmak bilmiyordu. Camları kırık yerle bir olmuş bu otobüsün içinde ağır yaralı gençler için ambulansı bekleyen bütün insanlar seferber olmuşlardı. Dışarıda duran birkaç öğrenci ve içindeki hüznün hepsini yansıtan bir öğretmen dışında arkada aynı otobüsten bir tane daha vardı. Bu otobüsteki öğrenciler de dâhil herkes korkuyla gözyaşları döküyorlardı. Sadece bir kız vardı. "Siyah saçlı uzun boylu yeşil gözlü" bir kızdı bu."
Serinin ilk kitabında okuduğunuz birçok olayın dayandığı bütün sırlar Son Yarı'da göz önüne çıkıyor. Yarım kalan bazı şeyler tamamlanıyor her şey zamanla düzene giriyor.
"Denizlerde savrulduğumuzu düşündük fakat doğaçlama oynuyormuşuz."