Umutsuzluğum umuduna düğümlenmiş.
Razıyım!
Sevsen de gel sevmesen de.
Kabulüm!
Ölsem de gel ölmesem de...
Gölgeler çekildiğinde kabuk tutmuş yaralarım yeniden kanamaya başladı. Bir varmış değil de sanki hep yokmuş gibi sakladığım ve yüzleşmekten korktuğum ne kadar sarsıcı acı varsa işte yine karşımdaydı.
Yüz yüzeydik ve çırılçıplak!
Annemin ve babamın kanlar içinde yattığı o oyun parkındaydık. Gökyüzü kara içime çektiğim nefes kara ruhum kara ama annemin boynundan süzülen kan her şeye inat kıpkırmızıydı...
Peki neden eskisi gibi hissetmiyordum? Nefesimi kesen bu görüntü ile yüzleşmek neden beni artık korkutmuyordu?
Karşımdaki gölge silik bir hal almaya başlayınca şaşırdım ve ona dokunmak için elimi kaldırdım. O an avuç içlerimde göz kamaştırıcı bir ışık olduğunu fark ettim. Hızla büyüyor ve yayılarak karanlık ruhumu aydınlatıyordu. Avuçlarımı açıp ışığın kaynağına daha yakından bakınca onu gördüm.
Oradaydı işte.
Kokusunda can bulduğum kadın oradaydı...