"Ölürüm sevdiğim zehirim sensin.
Evvelim sen oldun ahirim sensin."
Neşet Ertaş
Ali daha küçük bir çocukken dost bildiği Oğuz'la ve onun karamel kokulu kız kardeşi Ece'yle tanışmıştı. Oğuz'un artık iki kardeşi vardı. Ece Ali'nin hem en iyi arkadaşı hem de sırdaşıydı.
Genç kız 15 yaşına girdiğinde her şey yerle bir oldu.
İnançlarına sadık olan Ece Ali'yi kendine haram bildi;
gözlerini sözlerini tebessümünü bile sakındı Ali'den.
Ali onu başka kızlarda unutmaya çalıştı.
Ece kitaplara sığındı.
Her gün birbirlerine rastlar canları yanar kalpleri titrerken
nasıl uzak duracaklardı? İpler kopmak üzereydi.
Koptuğunda her şey birbirine dolanacaktı.
Ece "Ağabey" demek zorunda olduğu bu sarı saçlı safir gözlü adamı sadece Allah'a anlatabildi.
Allah olmayacağı bile oldurandı...
Ona "Haram" oldum. Ona "Ağabey" oldum.
Ama asla "Yâr" olamadım.
Helal olmayacak kadar uzak haram olamayacak kadar yakındım