Malumdur ki insan eğlencesiz yaşayamaz. Bendeniz gibi fıtraten yalnızlığı sevenler içinse okumak veya yazmaktan daha iyi bir eğlence olamaz. Şu kadar ki bu meşgul olma şekli özellikle ciddi olunca yorgunluğuna dayanmak kabil değildir. Bu halde yorgunluğu az eğlencesi çok meşguliyetler aranmak tabiidir. İşte şu ihtiyacın sevkiyledir ki ara sıra böyle şeyler yazmakla zamanı öldürmeye mecbur oluyorum. İyi bilirim ki içimizde bu türlü işgallerle mesela satranç oynamaktan on kat abes bahçe kazmaktan on kat faydasız addedenler az değildir. İhtimal ki bu hüküm doğrudur. Ne fayda ki ben satrancı merak edemedim... Bahçe kazmayaysa mevsimin müsaadesi yok!
"Muhsin Bey" hikayesi hiçbir şey değilken okuyucular tarafından epeyce rağbete mazhar olduğu için bu hikayenin yayınlanmasına cesaret olundu. Basitçe niyetim bunları birkaç parçaya ulaştırmak ve ondan sonra biraz daha büyüklerini de yazmaktır.