Mâverâünnehir ile ilgili gerek Türkiye'de gerekse yurtdışında bugüne kadar birçok çalışma ortaya konmasına rağmen bu çalışmaların büyük kısmında Mâverâünnehir coğrafyasının İran kültür sahası içinde değerlendirildiği görülmektedir. Özellikle Batılı tarihçilerin eserlerinde Mâverâünnehir'in siyasî ve kültürel hayatında Hint-Avrupa vurgusu göze çarparken bölgedeki Türk varlığı görmezden gelinir. Sinan Şahin Mâverâünnehir'in Sosyal ve İdarî Yapısı (VIII. - XII. Yüzyıllar) adlı çalışmasında bu görüşlere karşı çıkarak Arap fetihleri döneminde siyasal açıdan üstünlüklerini kaybeden fakat Sâmânilerle beraber siyasî ve iktisadî güçlerini geri kazanan ve Karahanlılar devrinde tartışmasız olarak Mâverâünnehir'in hâkimi konumuna yükselen Türklerin Mâverâünnehir coğrafyasında kadim devirlerden beri var olduklarını ve sahip oldukları idarî tecrübeyle İran coğrafyasında kurulan devletleri nasıl derinden etkilediklerini inceliyor.
Sinan Şahin'in çalışması siyasî yapıların yanı sıra Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasındaki verimli topraklarda yetişen tarım ürünlerinin zengin altın ve gümüş madenlerinin orman ürünlerinin deri ve bal mumu gibi malların ticaretinin yapıldığı İpek Yolu üzerindeki önemli ticaret ve ilim şehirleri olan Buhara ve Semerkand'a da ev sahipliği yapan Mâverâünnehir coğrafyasını tüm veçheleriyle mercek altına alıyor. Türklerin İslâm'ı kabul etme sürecinden miras bıraktıkları mimari eserlere ürettikleri sanattan derinleştirdikleri tasavvufa kadar birçok meseleyi irdeleyerek Türklerin hem VIII.-XII. yüzyıllar arasında Mâverâünnehir'in hem de İslam medeniyetinin şekillenmesinde ne kadar önemli roller üstlendiklerini gözler önüne seriyor.